17 Aralık 2013 Salı

Kelebek Ömrü


      Hayat çok kısa diye hızlı yaşamak,bir an önce geçmişi renkli anırlarla doldurmak,monoton dediğimiz hayatımaza farklılıklar katmak;gezmek tozmak,içmek dansetmek,sevmek sevilmek,sevişmek,para kazanıp harcamak,alışveriş yapıp ruhumuzu şımartmak,sanatsal yanımız varsa;şiir yazıp resim çizmek ve daha neler neler...
    Bakınca geçmişe o kadar karışık bir hayat ki içinden zar zor kendini bulup çıkarabiliyorsun...


       Hayatın iş temposuna kapılıp,kendini kaybetmek zamanın hastalığı olsa gerek,yani mekanik insan olmak.Sıyrılıp tüm bu kovalamacadan kendine yaşamalı insan,kendine güzel bakmalı,bir kelebeğin ömrünü düşünüp ona göre hayata bakmalı

ve kendini arada bir sorgulamalı...


Kaç kelebek ömrü tüketmişiz kimbilir?
Belki de hala nankör olduğumuzu kabullenmeyecek kadar küstah ve reziliz...

9 Aralık 2013 Pazartesi

Büyük Aşkın Küçük Vedası

Öyle çok sevmişti ki adam,aklına hiç gelmezdi ayrılık denen ölüm,tek korkusu kadınını kaybetmekti,onun için savaştı,çırpındı,kendinden geçip aşka gönüllü esir verdi yüreğini belki de tüm benliğini...
Kadın da seviyordu hiç kuşkusuz...
Herşey öyle güzel başlamıştı ki,ikisi de bu aşkın serin ve büyülü rüzgarına,gözleri kapalı bıraktılar kendilerini,gittiği yere kadar gideceklerdi,ama öyle bir noktaya geldi ki bu aşk,sevmeden sevişmeden,bakışmadan konuşmadan duramıyorlardı,kelimenin tam anlamıyla birbirlerine doyamıyorlardı...
Gel gelelim aşırıya kaçınca aşk,hırçınlaşıyor belki de insan,bu nedenlerdir ki; insanoğlunun en büyük nankörlüğüdür o büyük aşkı bulup ta kadrini kıymetini bilmemek...Sonunda pişman olacağın aklına hiç gelmez,''Ben hata mı yaptım''? sorusunu soruyorsun kendine kim bilir  kaç kez...Bir cevap bulamaz kaybolursun cevapsız soruların kuytu karanlığında...geride iki ayrı beden ve arafta kalmış iki sevdalı ruh...

      
 



Ve ne acıdır ki;öyle dolu dizgin başlayan ve yaşanan bir aşk soğuk bir veda ile biter;öyle basit,öyle sıradan...
       işte bu Büyük Aşkın Küçük Vedası'dır insana koyan...